İçindekiler
- Ödeme Hizmeti Sunmak Ne Demektir?
- Hangi Hizmetler Ödeme Hizmeti Sayılmaz?
- Raporlama Yükümlülüğü
- Sonuç
Fintech alanına yeni giriş yapmış veya faaliyet alanını genişletmeyi planlayan her kuruluşun gündeminde olan “Lisans almam gerekiyor mu?” sorusu basit bir soru gibi görünse de cevaplaması pek de kolay değildir. Ödeme süreci, ödemenin tetiklenmesinden tahsilatın başarı ile tamamlanmasına kadar olan sürecin tamamını ifade ettiği için sahne arkasındaki pek çok aşamayı da içinde barındırır. Fintech şirketi olarak faaliyet gösteren kuruluşlar, ödeme sürecindeki bu aşamalardan hangisine temas ettiğine bağlı olarak lisans kapsamına giriyor olabilir. Bugün yalnızca bankaların oyun alanı olmaktan çıkarak diğer kuruluşların da dahil olduğu bu sektörde iş modeline göre lisans alınması gerekip gerekmediğine karar vermek de giderek daha da zorlaşıyor. Bu yazımızda, ödeme hizmeti sunma kavramını tanımlayacak ve hangi kuruluşların lisans alması gerektiğini inceleyeceğiz.
Ödeme Hizmeti Sunmak Ne Demektir?
Ödeme sektöründe bir kuruluşun lisansa tabi olup olmadığını açıklığa kavuşturmak için elimizde birtakım yol gösterici kriterler mevcut. Bunları açıklamadan önce ödeme hizmeti sunmanın mevzuatta ne anlama geldiğine değinmek gerekir.
6493 sayılı Kanun’un yayımlanması ile ödeme hizmetinin çerçevesi çizilmiş ve bu hizmeti sunabilecek kuruluşlar sınırlı bir şekilde listelenmiştir. Buna göre, banka dışında bir kuruluşun ödeme hizmeti sunabilmesi için ancak Kanun’da sayılan şu ödeme hizmeti sağlayıcılardan biri olması gerekmektedir: Ödeme kuruluşu, elektronik para kuruluşu veya PTT. Dolayısıyla Kanun kuruluşlara der ki, sunmayı planladığın hizmeti analiz et. Şayet Kanun’da sayılan hizmetlerden biri ise bu hizmeti sunabilmen için TCMB’den ödeme veya elektronik para kuruluşu lisansı alman zorunlu.
Ancak ne yazık ki denklem bu kadar basit değil. Çünkü kuruluşların iş modelleri incelendiğinde Kanun’un 12. maddesinde sıralanmış olan bu bentlerdeki hizmetlerden birinin var olup olmadığı ve hatta bu hizmetlerden biri ise hangi bent kapsamına girdiği her zaman net olarak anlaşılamıyor. Örneğin, Kanun’un 12. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde açıklanan hizmetin kiralık kasa modeline girdiği düşünülmekle beraber, pratikte nasıl bir karşılığının olduğu hala tartışmalı. Bir başka örnekte ise TCMB tarafından hazırlanan Taslak Yönetmelik’te dijital cüzdan için ayrı bir düzenleme yapılacağı ve kart saklama hizmetlerinin de bu başlık altında değerlendirileceği bilinmektedir. Buna göre; TCMB’nin bir kuruluşun verdiği hizmete bakış açısı aşağıdaki sorulara verilen yanıtlara göre şekillenecektir:
- Kuruluşun müşteri/son kullanıcı ile doğrudan bir ilişkisi bulunuyor mu?
- Kuruluş, müşterinin/son kullanıcının hukuki muhatabı mı? Hukuki muhatap olmasa dahi müşteride/son kullanıcıda böyle bir algı yaratılıyor mu?
- Kuruluş, herhangi bir fona temas ediyor mu?
Hangi Hizmetler Ödeme Hizmeti Sayılmaz?
Eğer ki bir kuruluşun iş modeli standart iş modellerinden farklı unsurlar içeriyor ve yukarıdaki sorulara cevap verirken tereddüt yaşanıyorsa istisna incelemesi yapılmasında fayda var. Kanun, tereddüt halinde hangi hizmetlerin ödeme hizmeti kapsamına dahil olmadığı konusunda bazı açıklamalarda bulunmuştur. Ödeme hizmeti sunma noktasında istisna kapsamına giren bu hususları aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:
- Kanun koyucu, günümüzde “pazaryeri” mevzuatta ise aracı hizmet sağlayıcı adı ile bilinen kuruluşların ödeme işlemine aracılık etmelerine rağmen; gönderen ya da alıcı namına mal veya hizmet pazarlığına ya da alım satımına yetkili olan “ticari temsilci” olarak nitelemiştir. Böylece bu kuruluşların sunduğu hizmet istisna kapsamında sayıldığından lisansa tabi olmayacaktır.
- Ödeme hizmetlerinde provizyon işlemlerinin yapılmasını destekleyen, verinin işlenmesi, saklanması, güvenliğinin sağlanması, gizliliğinin korunması ve doğrulanması ile bilgi teknolojisi, iletişim ağı ve ödeme hizmetleri için kullanılan araçların tedarik ve bakımını kapsayan, teknik hizmet sağlayanların işlemin herhangi bir anında transfer edilen fonun sahibi olmadığı hizmetler de ödeme hizmeti sayılmamaktadır.
- Sadece ödeme aracını çıkaranın iş yerinde, sınırlı bir hizmet sağlayıcı ağında ya da sınırlı bir mal veya hizmet çeşidi için ödeme aracını ihraç eden ile yapılan ticari bir anlaşma çerçevesinde gerçekleştirilen mal veya hizmet alımında kullanılabilen araçlara ilişkin işlemler ödeme hizmeti kapsamına girmemektedir. Bununla birlikte, Yönetmelik ile ödeme aracını ihraç eden kuruluş ile yapılan sözleşme kapsamında ödeme aracının kullanılabileceği yerler arasına eklenen tüm işyerlerinde geçerli olacak şekilde tasarlanan ödeme araçlarına ilişkin iş modellerinin bu istisna içerisine girmeyeceğini unutmamak gerekiyor. Görüldüğü üzere, sektörde sınırlı bir mal veya hizmet olsa da iş yeri sınırlaması olmaksızın ödeme araçlarının kullanımı istisna kapsamında değildir.
İşte, 12. maddenin daha az bilinen fakat kuruluşlar açısından oldukça önemli olan yukarıdaki istisnalar, kritik bir önem taşımaktadır. Bu istisnalar ile kanun koyucu, özellikle ticari temsilci, teknik hizmet sağlayıcı ve sınırlı mal veya hizmet istisnaları noktasında tereddütte kalınan birçok hizmetin ödeme hizmeti sayılmayacağını açıklığa kavuşturmuştur.
Raporlama Yükümlülüğü
Ticari temsilci ile sınırlı mal/hizmet istisnalarının uygulamada oldukça yüksek işlem hacmi olan kuruluşlar tarafından kullanıldığı görüldüğünden, bu kuruluşlar için bir raporlama yükümlülüğü getirilmiştir. Böylelikle bu yükümlülüğünün ilgili kuruluşlar bakımından bir frenleme mekanizması oluşturması hedeflenmiştir.
Buna göre, yukarıda bahsettiğimiz istisnadan yararlanan kuruluşların son on iki ay içerisinde, bu kapsamda gerçekleştirilen işlem tutarının 50 milyon TL’yi aşması halinde aşağıdaki bilgileri içeren raporun her yıl ocak ayı içerisinde TCMB’ye iletilmesi gerekmektedir:
- Verilen hizmetin tanımı,
- Detaylı iş akış ve modelleri,
- İşlem hacimleri,
- Ortalama, asgari ve en yüksek işlem tutarı,
- Müşteri ve üye işyeri ağı,
- Geçerli oldukları işyeri sayısı, türü ve bunlara ilişkin coğrafi bölge dağılımı ve
- Talep edilebilecek diğer bilgi ve belgeler.
Önemle hatırlatmak isteriz ki işlem tutarının 50 milyon TL’yi aşması, ilgili kuruluşun verdiği hizmetin artık ödeme hizmeti kapsamına girdiği anlamına gelmez. Bu rapor sonucunda TCMB, elde ettiği veri ile diğer tüm hizmetlerde olduğu gibi toplam büyüklük veya etki alanı açısından belirli seviyeye ulaşan hizmetleri ödeme hizmeti sayma yetkisini kullanıp kullanmayacağına karar verecektir.
Sonuç
Görüldüğü üzere, ödeme süreçlerine temas eden herhangi bir kuruluşun ödeme hizmeti sunma noktasında lisansa tabi olup olmadığı; ilgili mevzuat uyarınca detaylı şekilde incelenmesi gereken bir konudur.
Fintech ekosisteminin büyüklüğünü düşündüğümüzde, ödeme süreçlerinin farklı noktalarına temas eden çok sayıda kuruluş bulunuyor. Bu kuruluşlar içerisinde öne çıkan en önemli oyunculara ödeme hizmeti sağlayıcıları ve ödeme geçitleri örnek verilebilir. Kanun uyarınca ödeme hizmeti sunan ve bu kapsamda lisans alması gereken ödeme hizmeti sağlayıcıları ile ödeme geçitleri farklı iki kavramlardır.
Bu kuruluşlar arasındaki bir diğer önemli fark ise ödeme geçitlerinin sanal POS vermemesidir. Online ödeme alan işletmelerin tek noktadan, farklı banka ve ödeme kuruluşları ile çalışabilmesini sağlayan ödeme geçitleri ile ödeme hizmeti sağlayıcıları arasındaki diğer farkları Ödeme Geçidi ile Ödeme Hizmeti Sağlayıcısı Farkları yazımızda da inceleyebilirsiniz.
Craftgate olarak, ödeme ve fintech özelindeki deneyim ve bilgi birikimimizi sizlere aktarabilmek için Craftgate Blog’da düzenli olarak içerikler yayınlıyoruz.
Yayınladığımız yeni blog yazılarımızdan haberdar olmak isterseniz, Craftgate Bülten’e abone olabilirsiniz.